AŞIRI HAYVANSAL PROTEİN VÜCUD İÇİN ZARARLI OLABİLİR Mİ?

AŞIRI HAYVANSAL PROTEİN VÜCUD İÇİN ZARARLI OLABİLİR Mİ?
ADMIN 23/04/2015 
Bültenimizin bu bölümünde yüksek proteinli diyetlerin zararı olup olmadığı konusunu tartışacağız.
Klasik bilgilere göre günlük protein alım miktarı ne olmalı ?
Erişkin için önerilen günlük protein gereksinimi 40-70 gr dır. Gebe bir annede bu miktar % 25 daha fazla olmalıdır.
Protein gereksinimini vücut kas kitlesi miktarından hesaplanabilir. Şayet sizin vücut yağınız %20 ise kas kitleniz % 80 dir. Eğer ağırlığınız 60 kg ise kas kitleniz (%80) kadar yani 48 gr protein almalısınız.

Tablo 1. Amerikan Hastalık kontrol ve önleme merkezi (CDC) tarafından önerilen protein miktarı (1)
………………………………………………………………………………..
1-3 yaş arası çocuklarda 13 gr/gün
4-8 yaş arası çocuklarda 19 gr/gün
9-13 yaş arası çocuklarda 34 gr/gün
14-18 yaş arası kızlarda 46 gr/gün
14-18 yaş arası kızlarda 52 gr/gün
19-70 yaş arası kadınlarda 46 gr/gün
19-70 yaş arası erkeklerde 56 gr/gün
………………………………………………………………………………..
Journal Nutrion dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre bitkisel bazlı diyetlerde subklinik malnütrisyon durumu gelişebilir. Bu tür beslenmede önemli risklerden birisi, yeterli sülfür alamamaktır. Sülfür içeren aminoasitler diğer proteinlerin sentezi için gereklidir. Gerekli sülfürün neredeyse tamamı balık, kaliteli (gezen, otlayan) sığır ve kümes hayvanlarının etinde bulunur.
Bazı uzmanlar aşırı protein tüketimi, özellikle hayvansal proteinlerin kalp hastalığı, inme, osteoporoz, kanser ve böbrek taşına neden olduğuna inanır.
Hayvansal protein içerdiği kolesterol ve doymuş yağ asitleri nedeni ile ateroskleroz, inme ve kalp hastalığına neden olduğu hiçbir şekilde ispatlanamamış çok popüller bir iddiadır (2).
Şimdi biraz fikir fırtınası yapalım:
Eleştiri 1. Hayvansal proteinler osteoporoza neden olur
Cevap 1. Hayvansal proteinlerin kemiklerden kalsiyum kaybına neden oluşu yine çok meşur sağlık efsanelerinden birisidir. Bunun doğru olmadığı çalışmalar ile gösterilmiştir (3, 4). Bazı uzmanlar doymuş yağların kemiklerde kalsiyum birikimi için gerekli olduğuna inanır. Aslında aminoasit, yağsız protein tozları kalsiyum kaybına neden olur. Çünkü hayvansal yağlarda yer alan A ve D vitamini fraksiyone (ayrıştırılmış) aminoasit veya proteinlerde yoktur. Protein-osteoporoz teorisinin bize öğrettiği bir şey varsa o da fraksiyone proteinlerden uzak durulmasıdır.
Bazı uzmanlar proteinli beslenmenin kanımızı asidik hale getirerek kemikleri çözdüğünden bahseder. Teorik olarak etin yapısında yer alan sülfür ve fosfor su içinde asit oluşturabilir. Ancak vücutta (invivo ortamda) ne olur bu bilinemez. Gerçekte et yapısında asit-alkali dengesini korumak için vitamin D ve proteinleri içerir (5).
Eleştiri 2: Fazla protein yağlanmaya neden olur
Cevap 2: Bu eleştiriye klasik fizyoloji kitaplarında yer alan şu bilgi ile cevap vermek istiyorum.
“Fazla protein, glukoz ve enerji fazlalığı durumunda yağ olarak depolanabilir. Glukoz ve enerji fazla ise vücut glukoneogenez (glukozun yeniden sentezi) yerine lipit sentez yolunu seçer. (6)”
“Aşırı enerji ve protein alımı yeterli karbohidrat alımı ile birleşirse, aminoasitlerin karbon iskeleti yağ asidi sentezinde kullanılır. (7)”
Bray GA ve arkadaşlarının (8) 2012 yılında yapmış oldukları bir çalışmada üç olgu grubuna 8 hafta süresince sırası ile % 5, % 15, %25 oranında protein alması sağlanmış. Çalışmanın sonunda protein alımının artışı ile beden kitlesi artarken, yağ kitlesinin değişmediği görülmüştür.

Eleştiri 3: Hayvansal proteinler TMAO dönüşerek ateroskleroza neden olur
Hayvansal proteinlerin sindirilmesi ile ortaya çıkan amino asitler (lesitin, kolin, karnitin) bağırsak florası tarafından trimethylamine dönüştürülür. Trimethylamin ise absorbe edilip kana geçtikten sonra karaciğer tarafından okside edilerek trimethylamine-N-Oxide (TMAO) ya dönüştürülür. TMAO enflamatuar ve aterojenik bir madde olup koroner arter hastalığının etiyolojisinde önemli rol oynadığı düşünülmektedir. Geçmiş yıllarda karnitin kullanımı ile ateroskleroz gelişimi arasında bir ilişki bulunduğu bildirilmiştir. Cleveland Klinik’te yapılan araştırmalar et yiyen kişilerin kan TMAO düzeylerinin yemeyenlere göre çok yüksek olduğunu ve bu yüksekliğin kardiyak olaylarla doğrudan ilişkili olduğunu göstermiştir.
Şekil 1. TMAO ve ateroskleroz ilişkisi
Cevap 3. Peki olaylar gerçekten böylemi bakalım:
Kolin, betain ve TMOA sadece hayvansal proteinlerde değil, hazır pek çok gıda da bolca bulunur. Bu maddeler kas gelişimini sağlayan maddelerdir. Nitekim bu yönleri keşfedilmiş olacak ki sığır, tavuk veya balık için yem katkı maddesi olarak kullanılır. Fırınlanmış hazır gıdalarda miktarları oldukça yüksektir. Sadece hayvansal proteinlerde değil, örneğin bu tarz yetiştirmiş bir tavuğun yumurtası veya peynirin kullanılmış özellikle pastane ürünlerinde de vardır.
Şekil 2. Pastane ürünleri
Lerner Araştırma Enstitüsü nün yapmış olduğu bir araştırmada (9) yüksek miktarda bu maddeleri alan hastaların bir kısmında kalp damarları zarar görürken bir diğer hasta grubunda hiçbir şey olmadığını görmüşler. Bunu başlangıçta genetik farklılıkla açıklamaya çalışmışlar. Ancak araştırma biraz daha ilerletilince aslında iki grup arasındaki en önemli farkın bağırsak florası olduğu anlaşılmıştır. Beslenmeyi bir bütün olarak alan taşdevri diyetinde bağırsak florasına ne kadar önem verildiğini hepimiz biliyoruz. Aynı zamanda hocamın özgür dolaşan tavuklar sözü kulaklarımızda. Taşdevri diyetini bu anlamda Atkins diyeti ya da Dukan diyeti ile aynı kefeye koyamıyorum.
Söz konusu araştırmayı okumak için lütfen tıklayın.
Eleştiri 4. Fazla hayvansal protein ile beslenmek kanseri tetikleyebilir
Aşırı protein alımı mTOR yolu olarak bilinen bir mekanizmayı uyarabilir. Pek çok kanserde bu yol büyük önem taşır. Protein alımını azaltmak bu yolağın çalışmasını inhibe ederek kanser hücresinin büyümesini yavaşlatır. Kanser ilaçlarının bir kısmı bu mekanizmayı durdurmaya yöneliktir.
Cevap 4.
mTOR yolu özellikle obez, insülin direnci fazla olan kişilerde de aktiftir. Aslında aşırı kalori alımı ve yağlanma sonucu leptin, insülin ve sitokinler bu yolu uyarır. Kanser hücreleri bu sayede hızlıca çoğalabilir.
Fazla protein, yüksek kalori alımı ile birlikte olursa kansere neden olabilir. Bu noktaya dikkat edilmelidir. Aşırı kalori protein ağırlıklı beslenmedeki en önemli tehlikedir.
Proteinlerin kanser ile ilişkisinde önemli noktalardan biriside etlerin pişirilme ve/veya saklanma koşulları ile ilişkilidir. Heterosiklik aminler (HA) kırmızı et, kanatlı eti ve balıkların yüksek sıcaklıklarda pişirilmesi sonucu oluşan mutajenik/kanserojenik bileşiklerdir. Yüksek sıcaklıkta pişirilen bu et türleriyle yapılan çalışmalarda 20’den fazla farklı HA tespit edilerek tanımlanmıştır. HA’ler kreatin/kreatinin, aminoasit ve polisakkarit gibi öncül maddelerin Maillard reaksiyonu ve Strecker degradasyon ürünleridir. HA’lerin oluşumu üzerine fiziksel ve kimyasal birçok faktör etki etmektedir. Nitekim, birçok araştırmacı tarafından doğal ve yapay antioksidanlar ve baharat-bitki ekstraktları kullanımı yanı sıra kaplama ve marinasyon uygulamalarının HA oluşumunu önleme/azaltmada etkili olduğu rapor edilmiştir. Bunun yanı sıra etlerde HA oluşumunu önleme/azaltmak amacıyla mangal, ızgara ve kızartma gibi yöntemler yerine haşlama, buğulama ve mikrodalga yöntemleri ile pişirme uygulamaları önerilmektedir. Yüksek oranda et tüketiminin başta kolon olmak üzere gastrointestinal kanserlerle ilişkisi sayısız bilimsel çalışma ile gösterilmiştir ( 10-15 ).
Sonuç olarak bitkisel proteinlerin, fermente yiyeceklere yer vermeden hayvansal proteinlerin aşırı tüketilmesi sorun oluşturabilir. Bizim önerimiz karbonhidrattan fakir, yağdan zengin (hayvani yağlar, zeytin yağı), orta düzeyde protein içeren Akdeniz tipi bir beslenme şeklidir. Diyetin en önemli unsurlardan bir tanesi Paleolitik zamanında bulunmayan yiyeceklerden uzak durmaktır. Örneğin, işlenmiş hayvansal gıdalar, homojenize süt, buğday ürünleri, baklagiller, rafine yağlar (sebze yağı, mısır yağı, kanola yağı, margarin, vb.) ve rafine şeker bunlardan bazılarıdır. Beslenme bir bütün olarak alınmalı (besinlerin yetiştirilme şekli, saklanma şekli, pişirilme şekli, bağırsak florasının durumu, gıda hassasiyeti) dır. Bunları önemsemeksizin yapılan tek tip beslenme şeklinin insanın doğasına aykırı olduğunun bilinmesi gerekir. Ancak bu söylemimiz genel kabul gören dengeli beslenme diye lanse edilen % 50 karbohidratlı, düşük yağlı (bitkisel yağ içeren) beslenmenin, yüksek hayvansal proteinli beslenmeden daha iyidir anlamına gelmemelidir.
Doç. Dr. Hasan Önal

Kaynaklar
1. http://www.cdc.gov/nutrition/everyone/basics/protein.html
2. Uffe Ravnskov. The Cholesterol Myths (New Trends Publishing; Washington, D.C.), 1999; Mary Enig. Know Your Fats: The Complete Primer on Fats and Cholesterol (Bethesda Press; Maryland), 2000, 76-81.
3. Russell Smith and Edward Pinckney. Diet, Blood Cholesterol, and Coronary Heart Disease: A Critical Review of the Literature (Vector Enterprises; California), 1991; Stephen Byrnes. Diet and Heart Disease: Its NOT What You Think (Whitman Books; 2001), 25-52.
4. H. Spencer and L. Kramer. Factors Contributing to Osteoporosis. Jnl of Nutr, 1986, 116:316-319; Further studies of the effect of a high protein diet as meat on calcium metabolism. Amer Jnl Clin Nutr., 1983, 37:6: 924-9.
5. J. Hunt and others. High-versus low meat diets: Effects on zinc absorption, iron status, and calcium, copper, iron, magnesium, manganese, nitrogen, phosphorus, and zinc balance in postmenopausal women. Amer Jnl Clin Nutr, 1995, 62:621-32; Spencer, Osis, and Kramer, Do protein and phosphorus cause calcium loss? J Nutr 1988 Jun;118(6):657-60.
6. McGuire M, Beerman, KA.: Nutritional Sciences: From Fundamentals to Food.2nd edn. Belmont, CA.: Wadsworth Cengage Learning; 2011.
7. Gropper S, Smith, JL., Groff, JL.: Advanced Nutrition and Human Metabolism.5th edn. Belmont, CA.: Wadsworth Cengage Learning; 2009
8. Bray GA, Smith SR, de Jonge L, Xie H, Rood J, Martin CK, Most M, Brock C, Mancuso S, Redman LM. Effect of dietary protein content on weight gain, energy expenditure, and body composition during overeating: a randomized controlled trial. JAMA. 2012 Jan 4;307(1):47-55
9. http://www.sciencedaily.com/releases/2011/…/110406131814.htm
10. Formation and human risk of carcinogenic heterocyclic amines formed from natural precursors in meat. Knize MG, Felton JS. Nutr Rev. 2005 May;63(5):158-65.
11. Meat consumption and risk of esophageal and gastric cancer in a large prospective study. Cross AJ, Freedman ND, Ren J et al. Am J Gastroenterol. 2011 Mar;106(3):432-42
12. Heterocyclic amines: Mutagens/carcinogens produced during cooking of meat and fish. Sugimura T, Wakabayashi K, Nakagama H, Nagao M. Cancer Sci. 2004 Apr;95(4):290-9.
13. Meat-related mutagens/carcinogens in the etiology of colorectal cancer Cross AJ, Sinha R. Environ Mol Mutagen. 2004;44(1):44-55.
14. A large prospective study of meat consumption and colorectal cancer risk: an investigation of potential mechanisms underlying this association. Cross AJ, Ferrucci LM, Risch A et al. Cancer Res. 2010 Mar 15;70(6):2406-14
15. Meat and meat-related compounds and risk of prostate cancer in a large prospective cohort study in the United States. Sinha R, Park Y, Graubard BI et al. Am J Epidemiol. 2009 Nov 1;170(9):1165-77
Related »https://www.facebook.com/groups/1432253813659587/1686089731609326/?notif_t=like

Yorumlar